--------------Girls--------------
-----------are like apples------
-------on trees. The best ones-----
-----are at the top of the tree.-----
---The boys dont want to reach---
--for the good ones because they--
-r afraid of falling and getting hurt.-
-Instead, they get the rotten apples-
from the ground that arent as good,
but easy. So the apples up top think
something wrong w/ them when in
-reality they're amazing. They just--
---have to wait for the right boy to
---- come along, the one who's-
----------- brave enough to-----
---------------climb all---------
---------------the way--------
--------------to the top--------
-------------of the tree.---------
Buna inanan insanlar olabildiğine inanamıyorum. Kadınlar elma gibiymiş, erkekler çürükleri topluyomuş aşağıdan. Efendime söyleyim fakat en iyi elmalar tepedeymiş. Onlara ulaşmak için uğraşmak gerekirmiş de. Sadece cesur erkekler bunu başarabilirmiş. Kızlarımızı rapunzel masallarıyla büyüttük, onlar da şimdi koca g.tlerine bakmadan kendilerini büyük bir şatonun en tepesindeki pencerede saç uzatan (saç uzunluğu ile akıl arasındaki ters orantıya dikkat çekmek isterim), şımarık, kendini prenses sanan ucubelere dönüştüler. Hepsi birer prenses. Hepsi beyaz atlı prensini arıyor. Hepsi bulunmaz hint kumaşı. Tümü benzersiz kar tanesi. Bir kere ağacın tepesindeki elma henüz ham elmadır. Olgunlaşmamıştır. Aynı yukarıdaki yazıyı yazanın, elma-kız analojisini kuran gerizekalının beyni gibi. Ağacın tepesindeki elmalar da gelişmemiştir. Ham elmayı kopardılar dalından diye bir söz var. Konumuzla ne alakası var biliyor değilim. Ama, bu yazıyı yazanın elma kurusu diye de bir olgunun varlığından haberdar olup olmadığını merak ediyorum. Günümüzde beyaz atlı prens arıyorsan Türkiye Jokey Kulübü'ne gideceksin, apranti jokeyleri araştıracaksın. Kim tutar seni.
25 Ara 2006
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder