
Şu geyşa kavramını her nedense bir türlü kafam basmıyor. Geyşa deyince çoğumuzun olduğu gibi benim de aklıma Japon Oruspusu geliyor. Fakat böyle söyleyince çevrenizde ne kadar insan varsa, sanki analarına küfretmişiz, sanki bacılarına sövmüşüz gibi "Bir dakika beyefendi, Geyşa'ya orospu dedirtmem, geyşa orospudan çok ötedir, orospu farklı geyşa farklı kavramlar birbirine karıştırmayalım lütfen" şeklinde savunmaya geçiyor. Geyşalar Türkiye'de bu kadar savunulduklarını, bu kadar el üstünde tutulduklarını bilselerdi herhalde topluca gelirler ve Adapazarı'nda bir Japon Kerhanesi açarlardı. Adapazarı İstanbul'a 217 km. Ankara'ya 236 km'de bir ilimiz. Ve bence eğer bir Japon Genelevi açılacaksa bu ya Adapazarı'nda veya Bolu'da olmalı. Çünkü Ankara bürokrat ve memur kenti. İstanbul da eğlence ve fuhuş kenti diyebiliriz. Çok fazla genellemek de istemiyorum, ama aşağı yukarı durum böyle.
Her neyse. Geyşa konusuna geri dönelim. Geyşa'yı para karşılığı seks hizmeti veren diğer emekçilerden ayıran şey nedir diye sorduğumuzda alacağımız cevaplar üç aşağı beş yukarı aynıdır. Geyşa oronspu değildir çünkü geyşalar şarkı söyler, çünkü geyşalar şiir okur, çünkü geyşalar çay servisi yapar, çünkü geyşalar şöyle narindir böyle eğitimlidir. Ona bakarsan, bizim çaycı İhsan da çay servisine çıktığında şarkı söylüyor, o zaman İhsan Abi de mi Geyşa? Anlamadım ki. Bir de bildiğim kadarıyla bunlara binlerce dolar veya yüzbinlerce yen para ödüyorsun karşılığında tek alabildiğin kurbağa kanı bir çin çayı ile mıyır mıyır söylenmiş bir japon şarkısıysa koyiim dötüne geyşanın çok afedersiniz. Burada namusuyla para karşılığı seks yapan geyşaları tenzih ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder