Futbol kollektif bir oyun olmasına rağmen aslında kollektif oynandığı müddetçe son derece sıkıcıdır. O sana pas atsın sen ona pas ver, al pası koş babam koş, geri dön tekrar pas, topu taca vur, uzaklaştır filan oyunun seyir zevki bu şekilde sıfıra iner. Maradona ve Messi gibi iyi futbolcuların aslında tümü topla oynamayı çok severler. Bıraksan kedinin yumakla oynadığı gibi saatlerce topla oynarlar. Ama teknik direktörleri olacak bela herifler mütemadiyen paslı oyna, kollektif oyna, şahsi oynama pas at eşşolueşşek demek suretiyle bu tip yıldız oyuncuları hayatlarından bezdirirler. Bu nedenle Messi gibi bir oyuncu topu ayağına alıp diğer oyuncuları çalımlamaya başladığında herkesin gözünün kendisinde olduğunu bilir. Teknik direktörün bir an önce pas atması gerektiğini düşündüğünü, taraftarlarının şimdi kaptıracan topu ne diye o kadar çalıma giriyorsun diye bağırdıklarını, takım arkadaşlarının sahanın müsait yerlerine yerleşip pas beklediklerini, rakip oyuncuların bir an önce topu kapmak gayreti içinde olduklarını. Bu yüzden her çalımda baskı bir kez daha artar, futbolcunun kaleye gitmedeki kararlılığı burada esastır. Pas mı atayım devam mı edeyim, ya kaptırırsam küfür yer miyim, yanımdaki boştaki elemana pas mı atayım, şeklindeki anlık şahsi hesaplaşmaların üzerinden gelip herkesi çalımlayıp gol atan futbolcu sadece tarihe geçen bir gol atmakla kalmaz, ha kaptırdı ha kaptıracak diye bekleyen herkesi de motor eder. Bu yüzden her iki gol de nefis.
Ama sadece güzel değil aynı zamanda bu iki golün anlamlı bir yanı da var. Lionel Messi, Arjantinli. Maradona da Arjantinli. İkisi de solak. Lionel Messi Maradona'nın veliahtı olarak görülüyor Arjantin'de. Maradona golü 1986'da atıyor, aynı golün benzerini veliahtı 2007'de atıyor. Bize dejavu yaşatan adeta bir ustalara saygı kuşağı golü olmuş. Fellini'yle alakayı böylece kurabilirim belki.
3 yorum:
Futboldan ne kadar az anlasam da iki gol de nefis, değil mi?
Bir de, dünya nüfusundaki artış futbolu etkiliyor sanırım. Maradona daha hızlı ulaşıyor kaleye, ortalık daha tenha.
Son olarak, Decidus Maximus kişisi seyrüseferde ikamet eder, "e la nave va" der, kuytu bağlantıları vardır:)
Futbol kollektif bir oyun olmasına rağmen aslında kollektif oynandığı müddetçe son derece sıkıcıdır. O sana pas atsın sen ona pas ver, al pası koş babam koş, geri dön tekrar pas, topu taca vur, uzaklaştır filan oyunun seyir zevki bu şekilde sıfıra iner. Maradona ve Messi gibi iyi futbolcuların aslında tümü topla oynamayı çok severler. Bıraksan kedinin yumakla oynadığı gibi saatlerce topla oynarlar. Ama teknik direktörleri olacak bela herifler mütemadiyen paslı oyna, kollektif oyna, şahsi oynama pas at eşşolueşşek demek suretiyle bu tip yıldız oyuncuları hayatlarından bezdirirler. Bu nedenle Messi gibi bir oyuncu topu ayağına alıp diğer oyuncuları çalımlamaya başladığında herkesin gözünün kendisinde olduğunu bilir. Teknik direktörün bir an önce pas atması gerektiğini düşündüğünü, taraftarlarının şimdi kaptıracan topu ne diye o kadar çalıma giriyorsun diye bağırdıklarını, takım arkadaşlarının sahanın müsait yerlerine yerleşip pas beklediklerini, rakip oyuncuların bir an önce topu kapmak gayreti içinde olduklarını. Bu yüzden her çalımda baskı bir kez daha artar, futbolcunun kaleye gitmedeki kararlılığı burada esastır. Pas mı atayım devam mı edeyim, ya kaptırırsam küfür yer miyim, yanımdaki boştaki elemana pas mı atayım, şeklindeki anlık şahsi hesaplaşmaların üzerinden gelip herkesi çalımlayıp gol atan futbolcu sadece tarihe geçen bir gol atmakla kalmaz, ha kaptırdı ha kaptıracak diye bekleyen herkesi de motor eder. Bu yüzden her iki gol de nefis.
Ama sadece güzel değil aynı zamanda bu iki golün anlamlı bir yanı da var. Lionel Messi, Arjantinli. Maradona da Arjantinli. İkisi de solak. Lionel Messi Maradona'nın veliahtı olarak görülüyor Arjantin'de. Maradona golü 1986'da atıyor, aynı golün benzerini veliahtı 2007'de atıyor. Bize dejavu yaşatan adeta bir ustalara saygı kuşağı golü olmuş. Fellini'yle alakayı böylece kurabilirim belki.
http://www.yarattik.com/seyrusefer/?p=45
:)
Yorum Gönder