
Bilim adamları, ödediğimiz vergileri neleri araştırmak için kullanıyorlar. Buyurun size en güzel örneği. Otomatik tuvalet. Bu tuvalet İstanbul'da 5 yıldızlı otellerimizden birinde kullanımda ismini vermek istemiyorum. Sistem gayet basit. Tuvalete oturuyorsunuz. Çişiniz bittikten sonra tuvaletin yanında iki tane kol var. Bunlara dirseklerinizle bastırınca alttan bir tane boru tam anüsünüze denk gelecek şekilde uzuyor ve kıçınıza su püskürtüyor. Hatta isterseniz sıcak hava da püskürtüyor. Kurutma hesabı. Yeniliklere açık bir insanım. Evet. Bunu da denemesem olmazdı. Sifon çekme ve sıcak su ile yıkama fonksiyonu için yandaki kola yüklenmemle gömleğim su içinde kaldı. Amacım kıçımı alttan gayzer gibi fışkıran boruya denk getirmek iken bir anda kendimi sırılsıklam bir şekilde dünyanın orta yerinde aşk için ağlar vaziyette buldum. Klasik sisteme de dönüş yok. Sıcak havayla gömleğimi kurutmayı denedim onu da başaramadım. Karmaya inanıyorum. Bunun patentini alan bilim adamı olacak o yavşağı bulup o tuvalete oturtmazsam bana da İhsan demesinler.
3 yorum:
Bu vesileyle ben de adını vermek istemediğim beş yıldızlı bir oteldeki maceramı anmak isterim. Hacet gidermek için girdiğim tuvalet kabininde uzay mekiğine benzer bir şeyle karşılaşıp derdimi hacetimi unuttuğumu hatırlıyorum. Nasıl bineceğiz şimdi buna düşüncesini Türk usulü "şu düğmeye basarsam ne olur" düşüncesi izlemişti. Birinci düşüncenin cevabını bulmak mümkün değildi, ikincisini uygulamaya karar verdim. Gözüme kestirdiğim bir düğmeye basmamla birlikte beş yıldızlı otelin beş yıldızlı tavanına 90 derece ve bilmem kaç basınçla su fışkırması gerçekleşti. Bekleme yapmadan kabini terk ettim. Tavandan damlayan suyun şıp şıp sesi hala kulağımdadır.
Mesele yıldızlardan kaynaklanıyor olabilir, iki örnekle bu sonuca ulaşabiliyorum şimdilik.
Haha! Belki de o bastığın düğme uzay mekiğindeki yerçekimini ortadan kaldır düğmesiydi. Doğal olarak yerçekimsiz ortamda suyun tavana yapışması son derece normal :) Daha sonra düğmeyi bırakınca tekrar yerçekimi yasası devreye girer ve tavandaki sular şıp şıp diye yere damlar. Tahmin edeyim senin gittiğin otel Cape Caneveral, Florida'daydı muhtemelen adı da Nasa Palas filan olabilir. Ya tuvalete girseydin ve bıraktığın kütleler yerçekimsiz ortamda senin merkezde olduğun bir yörünge çevresinde etrafında dönseydi. Kafamda canlandırdığımda ortaya çıkan manzara benim bile hoşuma gitmedi.
Yok, mekan, üç tarafı denizlerle çevrili cennet yurdumuzdan bir köşeydi! Sıradan bir kopyala yapıştır vakası yani. Oysa, yüzlerce yıllık göreneklerimiz ve göremeyeneklerimizden aldığımız bir tür iman kuvvetiyle yola çıksak böyle olmazdı eminim. Derhal Beşiktaş'taki kitch mabedi Kral Tuvalet'i anımsatmak isterim.
Hakikaten manzara çok fenaymış, bu bahsi kapatalım, ne dersin:)
Yorum Gönder