
Kehribar bir çeşit fossilleşmiş ağaç reçinesi olarak adlandırılabilir. Kehribar'ın içinde bir sürü şey bulabiliriz. Su kabarcıkları, hava kabarcıkları, böcekler, örümcekler, çiçekler, yapraklar, nesli tükenmiş bitkilerin kalıntıları, örümcek ağı, bir kertenkele, belki de dinazor dna'sı taşıyan bir sivrisinek.
Dünyadaki ömrü birkaç günle sınırlı olan bir kelebeğin güzelliğinin bir kehribarın içerisinde ölümsüzleşmesi ironik bir durum. Hayvanın kendisi bir hafta yaşamıyor ama silueti 30 milyon yıl yaşayabiliyor.
Kehribarların bir bölümü Kretase döneminden kalma, kretase veya tebeşir dönemi olarak adlandırılan dönem günümüzden 142 milyon yıl önce başlayıp 65 milyon yıl önce sona eren bir dönem. Tebeşir dönemi denmesinin sebebi ise, bu döneme ait kayaçlarda bol miktarda tebeşir bulunması. Tebeşir, deniz planktonlarının yaşam döngülerinin sonunda deniz tabanına çökmesi sonucunda oluşuyor. Kretase döneminde dünyamızda ılıman bir iklim hakim. Mevsim farklılıklarının belirgin olmaması, karalarda yağışların fazla olmasıyla denizlere taşınan minerallerin bolluğu, sığ denizlerin yaygınlığı, denizlerde özellikle planktonik yaşamın büyük ölçüde yaygınlaşmasına yol açıyor. Planktonlarla beslenen deniz canlıları açısından son derece uygun olan bu ortamda, sığ ve ılıman denizlerde resifler hızla yayılıyor. Resifler yaygınlaşınca da bir çok canlı türünün gelişmesi için ortam oluşuyor. Bugün midye tava, ahtapot salatası, yengeç bacağı, istakoz kıçı filan yiyebiliyorsak bunu işte kretase çağına borçluyuz.
Günümüzdeki floranın yüzde doksan, doksan beşinin çiçekli bitkilerden oluşmasına kadar gelişen açılım, Kretase’de ortaya çıkmış.
Hepsinden ilginci kretase döneminin dinazorların altın çağı olması. İnsanoğlunun ortaya çıkışı da dinozorların yok olmasının ardından gerçekleşiyor. Kretase döneminde bugünkü uçabilen en büyük canlının (andean akbabası) 4 katı büyüklükte uçan dinazorlar (quetzalcotalus) var. Peki bu nasıl mümkün olabiliyor? Fiziksel olarak bu hayvanların kalkış yapabilmesi mümkün değil. Zira fizikte ve biyomekanikte geçerli olan square-cube kuralına göre, bir kuşun boyutlarını ikiye çıkardığınızda kanat alanı ve bununla ilintili kaldırma gücü 2 üzeri 2 yani 4 kadar artarken, havaya kaldırılması gereken vücut ağırlığı 2'nin kübü yani 8 misli artıyor. Hayvanın bu miktarda bir kütleyi havaya kaldırabilmesi için ya bugünkü kuşlar gibi bir kemik yapısına ve aerodinamik açısından son derece elverişli yapıya sahip tüylere sahip olması lazım veyahut kalkış anında aynen bir uçak gibi son derece hızlı olması. Ancak, pterosaur denilen bu uçan dinazorların bugünkü kuşların aerodinamik dizaynları olmadığı gibi tüyleri veya kas yapıları da o denli büyük gövdeleri kaldırmak için elverişli değil.
Peki nasıl oluyor da bu kadar büyük canlılar uçabiliyorlar? Bu gizemin bir parçası Kretase döneminin atmosferinin incelenmesi sonucunda ortaya çıkarılmış. Günümüzde dünyanın atmosferi %77 oranında nitrojen, %21 oksijen, %1 su buharı, %0.9 argon gazı, %0.03 karbon dioksit ve yaklaşık bir düzine farklı gaz bileşiminden oluşuyor. Bugünkü dünyanın havasının stabil hale gelmesi bir kaç milyon yıl önce ilk bitkilerin fotosentezi neticesinde karbon dioksitin oksijene ve ilk bakterilerin hidrojen nitriti nitrojen ve suya çevirmeleri sonucunda oluşuyor.
Bu kehribarlar içerisinde hapsolan 80 milyon yıllık hava kabarcıkları inceleniyor. Havanın içindeki gazlar analiz edildiğinde, oldukça çarpıcı bir sonuca ulaşılıyor ve dünyamızın 80 milyon yıl önceki atmosferinin bugünkü havadan %50 daha fazla oksijen içerdiği anlaşılıyor. Havanın %25 ila %35 oranında oksijen içerdiği ortaya çıkıyor. Böylece bu hayvanların metabolizmaları turbo yüklenmiş gibi çalışabiliyor.
Diğer bir deyişle biri bir zaman makinası icat etse ve kalksak bundan 80 milyon yıl öncesine gitsek,
1) Dinozor görürüz bir kere, orası kesin.
2) Hızlı koşarız şimdikinden.
3) Deniz ürünlerinin dibine vururuz.
4) Fakat ızgara ahtapot yapamayız veya yemekten sonra sigara filan içmemek gerekir. Havadaki oksijen miktarı feci düzeyde kibrit çaksak veya yellensek havaya uçarız.
5) Haşlama ahtapot da yenmez şimdi, sert olur.