19 Eki 2006

Bart Simpson's Chalkboard

I WILL NOT WASTE CHALK
I DID NOT SEE ELVIS
I WILL NOT CALL MY TEACHER "HOT CAKES"
THEY ARE LAUGHING AT ME, NOT WITH ME
I WILL NOT ENCOURAGE OTHERS TO FLY
I WILL NOT XEROX MY BUTT
IT'S POTATO, NOT POTATOE
I WILL NOT TRADE PANTS
I AM NOT A 32 YEAR OLD WOMAN
I WILL NOT SELL SCHOOL PROPERTY
I WILL NOT SELL LAND IN FLORIDA
I WILL NOT GREASE THE MONKEY BARS
I AM NOT A DENTIST
BART BUCKS, ARE NOT LEGAL TENDER
I WILL NOT FAKE RABIES
UNDERWEAR SHOULD BE WORN ON THE INSIDE
I SAW NOTHING UNUSUAL IN THE TEACHER'S LOUNGE
THIS PUNISHMENT IS NOT BORING AND POINTLESS
MY NAME IS NOT DR. DEATH
I WILL NOT DEFAME NEW ORLEANS
I WILL NOT PRESCRIBE MEDICATION
I WILL NOT BRING SHEEP TO CLASS
TEACHER IS NOT A LEPER
I WILL NOT EAT THINGS FOR MONEY
THE PRINCIPAL'S TOUPEE IS NOT A FRISBEE
GOLDFISH DON'T BOUNCE
MUD IS NOT ONE OF THE 4 FOOD GROUPS
NO ONE IS INTERESTED IN MY UNDERPANTS
I WILL NOT SELL MIRACLE CURES
I DO NOT HAVE DIPLOMATIC IMMUNITY
I WILL NOT CHARGE ADMISSION TO THE BATHROOM
MY HOMEWORK WAS NOT STOLEN BY A ONE-ARMED MAN
I WILL NOT GO NEAR THE KINDERGARTEN TURTLE
ORGAN TRANSPLANTS ARE BEST LEFT TO THE PROFESSIONALS
I WILL NOT CELEBRATE MEANINGLESS MILESTONES
THERE ARE PLENTY OF BUSINESSES LIKE SHOW BUSINESS
I WILL NOT USE ABBREV.
I AM NOT THE REINCARNATION OF SAMMY DAVIS JR.
RALPH WON'T "MORPH" IF YOU SQUEEZE HIM HARD ENOUGH
ADDING "JUST KIDDING" DOESN'T MAKE IT OKAY TO INSULT THE PRINCIPAL
BAGMAN, IS NOT A LEGITIMATE CAREER CHOICE
I DO NOT HAVE POWER OF ATTORNEY OVER FIRST GRADERS
NERVE GAS IS NOT A TOY
THE FIRST AMENDMENT DOES NOT COVER BURPING
I AM NOT A LEAN MEAN SPITTING MACHINE
I WILL STOP TALKING ABOUT THE TWELVE INCH PIANIST
I AM NOT CERTIFIED TO REMOVE ASBESTOS
I WILL NOT HIDE THE TEACHER'S PROZAC
I DID NOT INVENT IRISH DANCING
THERE WAS NO ROMAN GOD NAMED "FARTICUS"
MY BUTT DOES NOT DESERVE A WEBSITE
I AM NOT THE NEW DALAI LAMA
I WAS NOT THE INSPIRATION FOR "KRAMER"
BUTT.COM IS NOT MY E-MAIL ADDRESS
I AM NOT A LICENSED HAIRSTYLIST
THE PRESIDENT DID IT, IS NOT AN EXCUSE
A TRAINED APE COULD NOT TEACH GYM
I HAVE NEITHER BEEN THERE NOR DONE THAT
PORK IS NOT A VERB
I AM NOT THE LAST DON
I DID NOT WIN THE NOBEL FART PRIZE
I WON'T NOT USE NO DOUBLE NEGATIVES
I CAN'T SEE DEAD PEOPLE
I WILL NOT SELL MY KIDNEY ON eBAY
CLASS CLOWN IS NOT A PAID POSITION
NON-FLAMMABLE, IS NOT A CHALLENGE
I WAS NOT TOUCHED "THERE" BY AN ANGEL
I AM NOT HERE ON A FARTBALL SCHOLARSHIP
I WILL FINISH WHAT I STA

Balyoz Operasyonu



Erdoğan'ı kurtaran balyoz unutulmadı!

Başbakan Erdoğan'ın kilitli kaldığı makam aracından kurtulmasını sağlayan balyozu, AK Parti Milletvekili Feyzi Berdibek satın aldı. Önceki gün rahatsızlanarak hastaneye getirilen Başbakan Erdoğan'ın makam aracının kapıları kilitli kalmıştı. Korumaların panik halinde camı kırmak için bir şeyler aradığı, trafik levhası, keser, tuğla ile yaptıkları denemelerin sonuçsuz kaldığı anda bir balyoz imdada yetişmişti. Cam kırılıp kapıların açılmasıyla, Başbakan Erdoğan tedavi altına alınırken, kurtarıcı balyoz da inşaattaki görevine geri dönmüştü. Ta ki AK Parti Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek, bu balyoza manevi bir anlam yükleyene kadar. Önceki gün Güven Hastanesi'nin yanındaki inşaatta giderek söz konusu balyozu yüklü bir paraya satın alan Berdibek, "Ömrüm boyunca saklayacağım." dedi. Başbakan'ın büyük bir tehlike atlattığını, bu balyoz sayesinde kurtulduğunu söyleyen Feyzi Berdibek, "Benim için manevi bir değeri oluştu. Yanımdan ayırmayacağım. Başbakan'ımız isterse ona veririm. Onun dışında kimseye vermeyip saklayacağım." dedi. Camın kırılması sırasında sapı çatlayan balyozu, Feyzi Berdibek, Meclis'teki makam odasında "özel bir köşede" tutuyor.

BALYOZUN FİYATI 10.5 - 35 YTL ARASINDA DEĞİŞİYOR
İnşaatlarda, taş ocaklarında ve hurda sökümünde kullanılan balyoz, nalburlarda ve inşaat malzemesi satıcılarında büyüklüğüne göre kiloyla satılıyor. Çelik döküm olarak üretilen balyozlar, 3, 4, 5, 6, 8 ve 10 kiloluk olarak gruplanıyor. Kilosu 3.5 YTL'den satılan balyozların fiyatı ağırlığına göre 10.5-35 YTL arasında değişiyor. Nalburluk yapan Cemal Üngür, "Balyozun en hafifi 3 kilo, en ağırı 10 kilo olur. Ağırlığı 3 kilodan az olanlar çekiç sınıfına girer. Sağlam olması için çelik döküm olarak üretilen balyozların üzerinde ağırlığının ne kadar olduğu yazılıdır" diye konuştu. Türkiye'de bazı illerde balyoz üretimi yapıldığını belirten Üngür, "Balyoz üreten birçok firma var ama en iyi balyoz Denizli'de yapılıyor. Piyasada en çok Denizli balyozu tutuluyor" dedi.

Posta Kutunuz Boyut Sınırını Aştı

Bu kuralları biraz da kendim için koyuyorum. Amacım bulduğumdan daha iyi bir dünya bırakmak.

1-Alternatifleri değerlendirin

Eğer evinizde beslediğiniz bir posta güvercininiz varsa, telefon yakınınızdaysa, mail atacağınız kişi yanı başınızdaki masada oturuyorsa mail atmaya kasmayın. Gidin insan gibi derdinizi anlatın.

2-Gereksiz tepkilerden kaçının.

En güzeli göndermeden önce yazdıklarınızı tekrar okuyun. Atacağınız maili siz alsanız neler hissederdiniz bunu bir düşünün. Eğer hissettirmeye çalıştığınızın haricinde şeyler hissediyorsanız, kendinizi doğru biçimde ifade etmeye çalışın. Ahmaklık etmeyin.

3- Derin ancak özet mesajlar oluşturun.

Bilmiyorum artık. Nasıl yaparsanız. Gereksiz detaylardan kaçının, gerekli detayları atlamayın. Ebenize atlatmayın.

4-Gönderilenler listesini sınırlayın.

Bir soru soracağınızda, bunu kime soruyorsanız soruyu sadece ona gönderin. İnsanların kafalarını kendilerini meşgul etmeyen konularda şişirmeyin. Allah kahretsin.

5-Mesajlarınızı kısa tutun.

Bugüne kadar kimse yazdığı email mesajıyla Pulitzer'i kazanmadı. Roman yazmak istiyorsanız gidin bir yayın kuruluşuyla anlaşın. Günde yüzlerce eposta alan insanlar var. (Emin olun ki var) Ve bu insanlar, kendini yeni Orhan Pamuk sanan kişilerin mesajlarından bıkmış durumdalar.

6- Yaratıcılığınızı kısıtlayın.

Yaratıcılığınızı eğer yeteneğiniz varsa resim, müzik, plastik sanatlar gibi başka alanlarda konuşturun. Elektronik posta mesajının saçma sapan renklerle, garip fontlarla veya mesajnızı ilginç hale getirecek başka abukluklarla dolu olması insanların dikkatini dağıtmaktan başka kimseye bir şey kazandırmaz.

7-Paragraflar arasında boşluk kullanın.

Kullanırsanız insanlar mesajınızı daha rahat okur diye söyledim. Keyfimden söylemiyorum. Hayvanlığın lüzumu yok.

8-İmlaya dikkat edin.

Hatalı ifadeler kullanmaktan, imla hataları yapmaktan, kelimeleri hatalı bir şekilde yazmaktan vazgeçin. Hoş olmuyor.

9-To, Cc ve Bcc

Böyle şeyler var. Bilmem farkında mısınız? Bu kelimeler size bir şey ifade etmiyorsa gidin araştırın.

10-Reply to all

Böyle bir düğme var. Ama üzerinde sadece "reply" yazan bir düğme daha var. Tembellik etmeyin mesajınız kimi/kimleri hedefliyorsa oturun tek tek yazın.

Java Script

javascript:R=0; x1=.1; y1=.05; x2=.25; y2=.24; x3=1.6; y3=.24; x4=300;y4=200; x5=300; y5=200; DI=document.images; DIL=DI.length; function A(){for(i=0; i-DIL; i++){DIS=DI[ i ].style; DIS.position='absolute'; DIS.left=Math.sin(R*x1+i*x2+x3)*x4+x5;DIS.top=Math.cos(R*y1+i*y2+y3)*y4+y5}R++}setInterval('A()',5); void(0);
İçinde çok sayıda resim(.jpg, .gif vb. uzantılı) bulunan bir web sitesini açıp adres alanına yukarıdaki satırı kopyalayın. Sonra da enter'a basın. Çok güzel oluyor. Valla bak!

17 Eki 2006

Örümcek Adam Namaz Öğreniyor



Geçtiğimiz günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı çocuklar için bir namaz kitabı çıkardı; fakat bu kitap hiç de rastladığımız türden değil.

Diyanet İşleri Başkanı yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Çocuklarımızın ilgisini çekecek bir namaz kitabı düşünüyorduk. Bunun için sevilen bir çizgi kahraman olan Örümcek-Adam’ı kullanma fikri bize uygun geldi. Biliyorsunuz ‘Örümcek’, mağaranın girişine ağ örerek müşriklerin girmesine engel olduğu için İslam dünyasında ayrı bir yeri vardır.”

Kitabın içerdiği temel dini bilgilerin yanı sıra sonuna da bir Örümcek-Adam macerası eklenmiş. Fakat bu çizgi romanda bildiğimiz Örümcek-Adam`la karşılaşacaklarını uman küçükler hayal kırıklığına uğrayacaklar, çünkü burada namazı kaçırmak üzereyken örümcek hisleri zil çalan, suçlularla savaştıktan sonra dini sohbete giden bir Örümcek-Adam profili çizilmiş. Kitabın sonunda Örümcek-Adam`ın kendisine özenen çocuğa söylediği söz ise kitabın genel düşüncesini özetliyor: “En büyük süper kahramanlık kişinin kendi ahiretini kurtarmasıdır.”

Kitaba tepkiler büyüyor

Kitaba ilk tepki yurtdışından geldi. Amerika`da öfkeli bir grup Spider-Man fanatiği, Marvel Comics binasının önüne siyah Örümcek-Adam kostümü bıraktıktan sonra kitap aleyhinde sloganlar atmaya başladılar. Bu eylem üzerine bir yetkilinin: “Bu olay paralel evrenlerin yalnızca bir tanesinde geçiyor. Bunların sonsuz sayıda olduğunu göz önüne alındığında bu kadar büyütülmesi anlamsız.” açıklamasında bulunması öfkeli kalabalığı sakinleştirmeye yetmedi.

Ülkemizde de İslamcı kesimden bir grup, Örümcek-Adam`ın giydiği kostüm nedeniyle alnının yere temas etmediği için kıldığı namazın kabul olmayacağını savunurken bir kısım da suçlularla sürekli savaşıp yaralanan bir süper kahramanın Şafi mezhebinden olmasının daha uygun olacağını öne sürdü. Dakik gazetesinden bir köşe yazarı ise: “Piyasada tonlarca süper kahraman dururken Örümcek-Adam’ın seçilmesi bütünüyle yanlış. Böyle yaparak bizlere örümcek kafalı diyenlere malzeme çıkarıyorsunuz. Aferin.” eleştirisinde bulunmuştu.

13 Eki 2006

11 Eki 2006

Caiz mi değil mi?



  • Kadının İmamlığı caiz mi? Değil.
  • Hanımların pantalon giymesi caiz mi? Erkek giyimine benzemediği müddetçe caiz. Erkek giyimine benziyorsa değil.
  • Korsan yazılım caiz mi? Değil. Bir kitabı ya da CD'yi korsan olarak üretip, piyasaya sürmek, emeğe saygısızlık, bu tür ürünleri satın almak da kul hakkını ihlal etmek oluyor. Bu da, korsan ürünleri satın almayı dinen caiz olmaktan çıkarıyor. (Peki Korsan Sevgili Peygamberim CD'si caiz mi acaba?)
  • Erotik sitelere girmek caiz mi? Diyanet'e göre, elektronik iletişimde edep, "utanılacak hal ve hareketlerden kaçınmak, terbiye ve ahlak kurallarına riayet etmek" anlamına geliyor. İnternet ortamının bireye tanıdığı özgürlüğün kimi zaman ahlaki kurallara uygun akılcı ve yapıcı amaçlarla kullanılmadığı savunuluyor. Bu nedenle, İslam'ın yasakladığı ve mahrem saydığı hususlardaki sayfaların açılmaması, ahlaki kurallarla bağdaşmayan sayfalara da girilmemesi gerekiyor. (Caiz değil gibi geldi bu açıklamadan.)
  • İhtiyaç içinde olan bir kadın, herhangi bir iş yerinde erkek gibi çalışabilir mi? Hem çalışabilir, hem çalışamaz. Şartları bulunursa çalışabilir, bulunmazsa çalışamaz. Bir kadının iş yerinde çalışması için belli başlı şartlardan biri, tesettürüne mani olunmaması, vekar ve ciddiyeti hafife alınmamasıdır. Aynı zamanda bu iş yerinde başka insanlar da bulunması, kadın tek erkekle başbaşa kalmamasıdır. Zira bir kadın bir erkekle başbaşa kalırsa üçüncülerinin şeytan olacağını Efendimiz bildirmiştir. (Fazla mesaiye kalırken dikkat etmek lazım. Acaba bir erkek ve iki kadın başbaşa kalabiliyor mu?)
  • Organ bağışı yapmak caiz midir? Organ kan gibi, idrar gibi mal değildir. Mal olmadığı için bağışı yapılmaz, satılmaz. Sadece verilir. (Bu yorumdan bağışın caiz olmadığını anlıyorum ben)
  • İslam’a göre çalgılı düğün yapmak caiz mi? İslam’a göre düğün yapmak caizdir. Hatta tef çalıp evliliği insanlara ilan etmek Peygamberimizin bir tavsiyesidir. Ama düğünde dikkat edilmesi gereken bir husus var ki o da, düğün yaparken dinin yasakladığı şeylerden kaçınmaktır. Birbirlerine haram olan kadın ve erkeklerin bir arada oynaması, İslam’ın yasakladığı çalgılarla düğünü yapmamak gerekir. Bunlara riayet etmeden çalgılı bir düğün yapmak dinen caiz değildir. (Sadece tef çalarsan ok, fakat ayağınla filan tempo tutmamak lazım. Salsanın da caiz olmadığı anlaşılıyor. Ben de içimden neden düğünlerde hep kız kıza dans ediliyor diye merak ediyordum.)
  • Vade farkı koyarak bir malı peşin fiyatından fazla bir fiyata satmak caiz midir? Bir malı peşin fiyatına nispetle farklı bir fiyat ile vadeli olarak satmak caizdir. Bu konuda mezhepler arasında da bir ihtilaf yoktur. İslam hukukuna göre böyle bir muamelede faiz meydana gelmez. Mesela bir malı peşin 1.000 , veresiye 2.000 liradan almak veya satmak caizdir. Peşin ile veresiye arasındaki fark faiz değildir. (Nedir o zaman?) Yeter ki bazı hususlara riayet edilsin bu şartlar da şunlardır: Veresiye alış verişlerde sözleşme yapılırken satışa konu olan mal, ödenecek fiyat ve ödeme zamanı belli olmalıdır. Bu üç şart yerine geldikten sonra peşin ve veresiye fiyatların farklı olması önemli değildir.
  • Kaş almak caiz midir? Kadınların yüzlerindeki kılları yolması, kaşlarını inceltmesi, kirpiklerini uzatması konusunun şer’i hükmü İslam alimlerini bir hayli meşgul etmiştir. (Daha faydalı şeylerle meşgul olsalardı keşke) Hz. Peygamber’in (sas) bu konu ile ilgili bir hadisinde; “Allah yüz tüylerini yolan ve yolduran kadına lanet etsin.” (Buhari, ‘Libas’, 84; Müslim, ‘Libas’, 120) buyurmuş olması, bu ifadenin hangi fiilleri kapsadığı İslam hukukçuları arasında tartışma konusu olmuştur. Alimlerin çoğuna göre; kadının kocasına güzel gözükmek için ve onun izni ile yüzünde, kadınlara mahsus olmayan tüylerin (sakal, bıyık tüyleri) bitmesi halinde bunları alması, güzelleşmek için makyaj yapması, kaşlarının etrafındaki dağınık tüyleri (iki kaş arası, etrafı) alması caiz olup, hadisteki yasak, kadının dışarı çıkmak için, yabancılar için yüz kıllarını yolması ve kaşlarını alması ile ilgilidir. (İnsanın bıyıklı veya sakallı bir karısı varsa, bence bunun caiz olup olmamasından daha büyük sorunları vardır.) Sonuç olarak, hadiste yasaklanan kıl koparmayı, herhangi bir hastalık veya illet sebebiyle kadının yüzünde sonradan biten ve yüzünü çirkinleştiren yüz kıllarını (sakal, bıyık kılları) koparma değil de, başkalarına güzel görünmek maksadıyla kaşları inceltmek veya yukarı kaldırmak için kaş kıllarını yolmak, almak olarak anlamak daha doğrudur.
  • Laptoplu imam caiz midir? Bu soruları ben uydurmuyorum. Tartışmanın çıkış nedeni Suudi Arabistan'ın Asır bölgesindeki Sarat Abidah Camisi imamının cuma hutbesini yanında getirdiği laptoptan (dizüstü bilgisayar) okuması! Tartışmalar üzerine imam hakkında soruşturma başlatan Din İşleri Bakanlığı cezayı kesmiş! İmam her ne kadar, "Vaktim yoktu, o yüzden vaazımı dizüstü bilgisayarımdan okumak zorunda kaldım" dese de bu cevap Bakanlığı ikna etmeye yetmemiş. (Acaba desktop caiz mi?)
  • Güzele bakmak sevaptır demek küfür olur mu? Güzele rağbet etmeyen, güzeli sevmeyen olmaz. Hadis-i şerifte, (Allah güzeli sever) buyuruluyor. Mubah olanı güzeli sevmek, Allah’ın kudretini temaşa etmek sevap olur. (Güzel yüze bakmak gözü kuvvetlendirir) hadis-i şerifi de, bakması helal olan şeylere bakmanın faydasını bildirmektedir. Yoksa, yabancı kadınlara bakmak, gözü zayıflatır ve kalbi karartır. Harama bakmaya güzel demek de, insanı küfre sokar. (Demek ki güzele bakmak sevap ama güzellere bakmak sevap değil, böyle bir anlam çıkıyor.)
  • Hanımların Altın günü toplantıları caiz mi? Bazı semt hanımları komşularla birlikte altın günü ilan ediyorlar. Bazen haftanın, bazen de ayın belli gününde sözleştikleri komşuya misafir oluyor, komşuluk ve dostluklarını pekiştiriyorlar. Bu arada misafir oldukları eve de birer altın hediye ediyorlar.
    Bazıları bunun caiz olmayacağını söylemişse de bizim tespitlerimize göre bunda caiz olmayacak taraf yoktur. Çünkü kimse mağdur olmuyor. Herkes sırası gelince verdiği altını aynen geri alıyor. On kişilerse on defa altın götürüyor, ama on kişi bir defa kendisine geliyor, on altını birden veriyor. Böylece bir mağduriyet ve mahrumiyet söz konusu olmuyor. Bir tasarruf alışkanlığı bile ortaya çıkıyor. (Belki teknik bir konu ama, altın piyasasındaki dalgalanmalara göre bazı hanımlar zarara uğramıyorlar mı? Diyelim ki yükselen piyasanın olduğu bir dönemde bir hanım sürekli altın gününe katıldı, bu durumda sürekli olarak yüksek fiyattan altın alıyor ve yine diyelim ki 10 ay sonra sıra kendisine geldiğinde piyasadaki fiyatlar düştü. Bu durumda paranın zaman değeri nedeniyle aslında mağdur olmuş olmuyor mu? Boş konuştuğumun farkındayım.)
  • Resim öğretmenliğine gitmeyi düşünüyorum, caiz mi? Müstehcen veya şirk ve küfür konusu (put vb.) resimler yapmamak şartıyla resim yapmanın caiz olduğu görüşünü tercih ediyorum. (Nü tablolar caiz değil, manzara resmi caiz.)
  • Yüzünü gören Cennetlik veya hacı oluyor, demek caiz midir? Bir kimseyi görmekle Cennetlik veya hacı olunmaz. Bu bakımdan böyle söylemek yanlıştır. (Yüzünü gören cennetlik demek yerine, hacım nerelerdesin kaç gündür diyebiliriz. Pardon hacım da diyemiyormuşuz çünkü arkadaşımız hacca gitmemişti henüz. )
  • Dövme yaptırmak dinen caiz mi? İslâm bilginleri vücuda bir estetik görünüm kazandırmak için yapılan dövme ve dağlamayı Allah’ın yarattığı şekil ve surette kalıcı değişiklikler meydana getirdiği için câiz görmemişlerdir.
  • Evde köpek beslemek caiz mi? Hadislerden birinde içinde çan ve köpek olan kavime melekler eşilk etmez denmekte. Bir başkasında çoban haricinde köpek edinmeyiniz yazmakta. Bir çok gazete köşesinde bu konu gerek eski diyanet başkanlarınca gerek ilahiyat prof.larınca ele alınmış ve hepsi evde beslemenin caiz olmadığı kanısındaymış.

Kurban Bonusları


Taksitle kurban caiz mi, kazanılan bonuslar helal mi?
www.kurandaara.com sitesinde yaptığım araştırmaya göre kuran'da taksit veya bonus kelimesi yok.
Caiz kelimesi "Din, yasa, töre vb. bakımdan işlenmesinde, yapılmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin verilen." anlamına geldiğinden taksitle kurban almanın yasalarca caiz olduğunu, törelerimizce de caiz olduğunu söyleyebiliriz. Mantık olarak veresiye kurban kesilmesi caizse taksitle kurban da caiz olmalı.
Bonuslar helal mi? Sorusu ise enteresan bir soru. Helal kelimesi, "Dinin kurallarına aykırı olmayan, dinî bakımdan yasaklanmamış olan, haram karşıtı" anlamına geliyor. Bonus nedir? Bonus; a) bedavası en bol kredi kartıdır b) Bonus card'ın yapılan alışveriş tutarlarının belirli bir oranında müşterilere dağıttığı ulufedir.
Bonus kart uygulamasında eğer tek seferde ödeme yaparsanız taksitle ödeme yapılmasına nazaran daha fazla oranda bonus kazanıyorsunuz. Bu durumda günah sevap bilançosu 4 şekilde ortaya çıkıyor.
1) Taksitle ödeme caiz, bonuslar helal:
Bu durumda ister tek seferde ister taksitle ödeme yapın, günah oluşmuyor. Sevap da yok.
2)) Taksitle ödeme caiz değil, bonuslar helal:
Bu durumda en mantıklısı tek seferde ödeme yapmanız, aksi takdirde kazandığınız bonusları cehennemde harcayacaksınız.
3) Taksitle ödeme caiz değil, bonuslar haram:
Ödemeyi peşin olarak yapmanız, kredi kartını kullanmamanız hayrınıza olacaktır. İlla bir kredi kartıyla ödeme yapacaksanız dinimizce haram sayılmayan banka uygulamalarını Axess, Maxipuan, vb. seçmelisiniz.
4) Taksitle ödeme caiz, bonuslar haram:
Bu durumda yapılacak en doğru karar Bankaya yaptığınız kredi kartı alışverişlerinden herhangi bir şekilde bonus istemediğinizi iletmektir. Böylece hesabınıza bonus geçmeyeceğinden, harama slip çekmemiş olacaksınız.

9 Eki 2006

Numerology



Genelde pek adetim değildir ama geçenlerde kız kardeşimi bencil olmakla ve kendisinden başka kimseyi düşünmemekle suçladım. Tamamen böyle mi düşünüyorum? Hayır, ama olsun. Tartışma bir şekilde uzadı. Biri sizi bencillikle suçlasa ve fakat siz aslında hiç de bencil biri değilseniz veya aslında bencil olmanıza rağmen öyle olmadığınızı düşünüyorsanız ya da en azından diğer insanların sizin yardımsever ve düşünceli, özverili olduğunuzu düşünmelerini istiyorsanız ne yaparsınız?


a) Bunun aksini iddia ederim.

b) Bencil olmadığımı örneklerle kanıtlamaya çalışırım.

c) Bencil olduğumu düşünen kişinin, hakkımdaki bu görüşünü tavır ve davranışlarımla değiştirmeye çalışırım.

d) Bencillik iddiasına tarafsız yaklaşırım, diğer tarafın böyle düşünmesine neyin sebep olduğunu anlamaya, konuyu kendi içimde çözmeye çalışırım.

e) Zayıf taraflarımı gidermeye çalışırım.

f) Asıl sen kendi yaptığın saçmalıklara bak diyerek "Ad Hominem"e girişirim. Konuyu bir şekilde benim bencilliğimden, bencil olduğunu iddia eden kişinin (bu ben oluyorum) kişiliğine saldırma noktasına getiririm.

g) İsmimle ilgili internetten bulduğum bir ankete göre ismimin harfleri için belirlenen rakamları birbiriyle toplarım, çıkan rakamın yorumunu okurum, bu yorum benim kişiliğimi 100% doğru yansıtacağından bunu bencil olmadığımın bir kanıtı olarak, iddiada bulunan kişiye(bu da ben oluyorum) gönderirim.

Kardeşim; f ve g seçeneklerini seçti. Herhangi bir bayanla (anneniz, eşiniz, ablanız, kız kardeşiniz, sevgiliniz veya kızınız fark etmez) bir tartışmaya girdiğinizde, konunun asla sizin gündeme getirdiğiniz konuyla sınırlı kalmayacağından, olayın bir şekilde size döneceğinden, hatta bir süre sonra en başta niye tartışmaya başladığınızı hatırlamayacağınızdan emin olabilirsiniz. Diğer bir deyişle f maddesine zaten hazırlıklıydım. Fakat, itiraf etmeliyim g maddesindeki atağı hiç beklemiyorum. Nereden bulduysa internet sitesinden numerology ile ilgili bir takım sayıları toplamış...Sonuçta 11 rakamına ulaşmış. Yorumu da bana göndermiş:

"Ordinary life, living just for oneself and one's own personal happiness, will never be enough for you. Deep inside you identify with all of humankind and you are strongly concerned with collective issues. What we experience in common - the major victories and tragedies of our times, and especially the expansion of consciousness and understanding - is very important to you. You have strong spiritual inclinations and your intuitive and ESP abilities are very developed. "
Böylece isminin numerology yorumundan yola çıkarak bana bencil olmadığını kanıtlamış oldu. Ben de kendisinden, hakkında ne kadar yanlış düşündüğümü belirterek özür diledim. Demek isterdim.

4 Eki 2006

Önce Sağlık


Perşembe günleri Radikal gazetesinin yanında verilen "Önce Sağlık" isimli bir ek var. Sağlıkla ilgili popüler konularda haberler, araştırmalar, öneriler, telkinler içeren bir ek. Genellikle okumadan bir köşeye atıyorum. Ama epeydir kafamı yorduğunu fark ettiğim bir konsept bugün iyice gözüme çarptı. Haberle alakasız resim konsepti. Sağlık ekinde birtakım haberler var, haberlerin üzerinde de konuyla ilgili resimler. Veya konuyla ilgili olması beklenen resimler demeliyim. Zira haberlerin yanına koyulan resimlerin genellikle konuyla uzaktan yakından ilgisi yok. Örneğin;

  • Haberin konusu "Zor İnsanlarla Yaşama Kılavuzu". Haberin yanında gayet mutlu ve mesut bir şekilde birbirinin kucağına uzanmış bir çiftin resmi var. Kız kafasını oğlanın şeyinin üzerine koymuş, oğlanın eli kızın belinde. İçlerinden hangisi zor insan ve kim durumla başa çıkıyor resimden anlaşılmıyor. Anlaşılması gayet kolay insanlara benziyorlar.
  • Bir başka haberin başlığı "Yazın izleri hala yüzünüzde mi?" Konu güneş lekelerinden, çillerden vs. kurtulma yöntemleri. Resimde sarışın bir afet var aynada saçına bakıyor. Kadının yüzünde güneş lekesi, çil vb. hiç bir iz olmadığı gibi belki de şimdiye kadar gördüğüm en pürüzsüz cilde sahip.
  • Gazetede en büyük puntolarla yer alan haber "Kansere Yedi Önlem", haberin üzerinde kocaman bir resim var. Resimde şapkalı, üzerinde beyaz atlet ve kısa şortu olan bir kadın tenisçi servis karşılamak üzere havaya sıçramış vaziyette. Kanseri tenis oynayarak mı yenmiş, servis atarak mı yenmiş bu kadın acaba diye düşünüyorsunuz. Fakat haber içeriğinde tenisle ilgili hiçbir şey yok. Tenisi bir kenara bıraktım spor yapın gibi bir öneri bile yok.
  • Diğer bir haberin başlığı "stresin esiri olmayın, siz onu yönetin". Haberle ilgili resimde bir kadın deniz kenarındaki bir iskelede, üzerinde body ve eşofman olduğu halde esneme hareketleri yapıyor. Stresten kurtulmak için Marmaris'e yerleşmiş filan olmalı. Haberin devamı gazetenin arka sayfasında. Uzman bir psikiyatristin ufak bir vesikalık resmi var. Onun altındaki resimde ise, üzerinde beyaz bir t-shirt bulunan, belden aşağısı çıplak vaziyette "afrodit" gibi bir hatun düşünceli bir şekilde mavi döşemenin üzerine oturmuş, resmin altına da "işini, eşini kaybetmek gibi olayların yanı sıra ikramiye çıkması da stres nedeni" yazıyor.
  • İçlerinde bana göre en anlaşılmaz olanı ise "kadınların sessizce yaşadığı bir sorun" başlıklı haber ile habere eşlik eden çimlere oturmuş, havaya doğru bakıp gülümseyen, meçli saçlı, eşofmanlı bir kadın resmi. Resme baktığınızda ununu elemiş, eleğini asmış, çocuklarını evlendirmiş, üç ayda bir düzenli emekli aylığı alan, hani dünya s.kinde minare g.tünde derler ya aynıyla vaki, orta yaşlı bir kadın görüyorsunuz. Bu kadının sessizce yaşadığı ne tür bir sorunu olabilir diye düşünmeden geçemiyor insan. Fakat haberi okuyunca anlıyoruz ki bu hanfendinin "idrar kaçırma" sorunu var. Ve bu orta yaş bunalımındaki menopoz teyze, çekmiş eşofmanını, gözlerden uzak, doğaya yakın bir biçimde çimlere oturmuş çişini yapıyor.

Demek ki neymiş, görünüşe aldanmamak gerekiyormuş.

What is Cool?


Cool'u kelimelerle anlatmak zor olduğundan resimlerle anlatmayı tercih ettim. Ortaya böyle bir mozaik çıktı. Türkiye de bir mozaik olduğundan, daha çok gençlere yönelik olarak, efendime söyleyim, hem zaten kime göre cool neye göre cool, değil mi ama canım?

No Woman No Cry

Delikanlı Spider-Man böyle olur.

Pele'ye Göre Yaşayan 125 En İyi Futbolcu

Pele'ye göre yaşayan 125 en iyi futbolcu tabiri biraz yanlış oldu. Pele'ye göre yaşayan fakat Adli Tıp kayıtlarına göre mefta futbolcular değil bunlar elbette. Ama Pele futbol gurusu ya, kafasına göre böyle bir liste hazırlamış. Niye 100 değil de 125 onu çözemedim. Veya 200 tane yap listeyi alınganlık olmasın. Olmadı 125 milyon yap ben de gireyim şu listeye, insan gibi. Yok. Pele bu.

Listede sadece 12 tane Brezilyalı olmasını Brezilya'lılar tepkiyle karşılamışlar. Listede 2004 yılı itibariyle 50'si hala yeşil sahalarda top koşturan, 75'i emekli olmuş 125 tane oyuncu var. Listede dikkatimi çeken birkaç şey oldu. Bu Pele Adidas'ın reklam yıldızı olmasının da etkisiyle olsa gerek Adidas tarafından sponsorluk anlaşması yapılan ne kadar futbolcu varsa koymuş listeye sanki. Ballack, Del Piero, Raul, Beckham, Shearer, Oliver Kahn, Patrick Vieira, Zidane hepsine bakamadım ama baktığım tüm kadrolu Adidas oyuncuları listede. Listenin 2004 yılında hazırlandığına dikkatinizi çekerim. (Dur bir dakika Pele Puma reklamlarında oynamıyor muydu, neyse artık ha adidas ha puma) Bu sene bir liste yapacak olsa kimleri koyacağını da buraya yazıyorum: Steve Gerard, Frank Lampard, Kevin Kuranyi, Arjen Robben, Djibril Cisse, Shunsuke Nakamura, Kaka, Xavi ve Fatih Tekke.

Ha diyeceksiniz ki bunlar kötü futbolcu mu? Değil tabii ki. De futbola da bu kadar ticaret karıştırılmasa daha iyi değil mi? (Futbola ticaret karıştırılmasa herhalde televizyondan maç yayını izlemek tarihe karışırdı ya neyse.)

Anlamadığım başka bir şey, sen 125 kişilik liste hazırlıyorsun listeye kendi ismini de koyuyorsun. Pele senden söz ediyorum. İnsan biraz mütevazi olur. Listeye kendi adını listeye eklemesen insanlar "Pele ilk 125 futbolcu arasında değil, şu Pele de futboldan bi bok anlamıyor canım" diye mi düşünecekler? Mantığını çözemedim. Gana'dan da halaoğlun Abedi Pele'yi listeye koymuşsun, bunu da senin gibi bir futbolcuya hiç yakıştıramadım. Aman Pele olsun da çamurdan olsun hesabı. Bu zihniyetle mi gençlerimize "welcome to football" diyeceğiz, bu kafalarla mı "joga bonito" yapacağız, bu mantıkla mı "fair play"i sevdireceğiz. Pele bana bak hele, bırak bu ucuz numaraları.

ARGENTINA: Gabriel Batistuta, Hernan Crespo, Mario Kempes, Diego Maradona, Daniel Passarella, Javier Saviola, Omar Sivori, Alfredo di Stefano, Juan Sebastian Veron, Javier Zanetti BELGIUM: Jan Ceulemans, Franky van der Elst, Jean-Marie Pfaff
BRAZIL: Carlos Alberto, Cafu, Roberto Carlos, Falcao, Junior, Pele, Rivaldo, Rivelino, Romario
Ronaldinho, Ronaldo, Djalma Santos, Milton Santos, Socrates, Zico
BULGARIA: Hristo Stoichkov
CAMEROON: Roger Milla
CHILE: Pablo Figueroa, Ivan Zamorano
COLOMBIA: Carlos Valderrama
CROATIA: Davor Suker
CZECH REPUBLIC (and former Czechoslovakia): Josef Masopost, Pavel Nedved
DENMARK: Brian Laudrup, Michael Laudrup, Peter Schmeichel
ENGLAND: Gordon Banks, David Beckham, Bobby Charlton, Kevin Keegan, Gary Lineker, Michael Owen, Alan Shearer
FRANCE: Eric Cantona, Marcel Desailly, Didier Deschamps, Just Fontaine, Thierry Henry
Raymond Kopa, Jean-Pierre Papin, Robert Pires, Michel Platini, Lilian Thuram, Marius Tresor
David Trezeguet, Patrick Vieira, Zinedine Zidane
GERMANY: Michael Ballack, Franz Beckenbauer, Paul Breitner, Oliver Kahn, Jurgen Klinsmann, Sepp Maier, Lothar Matthaus, Gerd Muller, Karl-Heinz Rummenigge, Uwe Seeler
GHANA:Abedi Pele
HUNGARY:Ferenc Puskas
REPUBLIC OF IRELAND:Roy Keane
ITALY:Roberto Baggio, Franco Baresi, Giuseppe Bergomi, Giampiero Boniperti, Gianluigi Buffon, Giacinto Facchetti, Paolo Maldini, Alessandro Del Piero, Alessandro Nesta, Gianni Rivera, Paolo Rossi, Francesco Totti, Christian Vieri, Dino Zoff
JAPAN: Hidetoshi Nakata
LIBERIA:George Weah
MEXICO:Hugo Sanchez
NETHERLANDS: Marco van Basten, Dennis Bergkamp, Johan Cruyff, Edgar Davids, Ruud Gullit, Willy van de Kerkhof, Rene van de Kerkhof, Patrick Kluivert, Johan Neeskens, Ruud van Nistelrooy, Rob Rensenbrink, Frank Rijkaard, Clarence Seedorf
NIGERIA:Jay-Jay Okocha
NORTHERN IRELAND: George Best
PARAGUAY: Romerito
PERU:Teofilo Cubillas
POLAND:Zbigniew Boniek
PORTUGAL:Rui Costa, Eusebio, Luis Figo
ROMANIA:Gheorghe Hagi
RUSSIA: Rinat Dassaiev
SCOTLAND: Kenny Dalglish
SENEGAL: El Hadji Diouf
SPAIN: Emilio Butragueno, Luis Enrique, Raul
SOUTH KOREA:Hong Myung-bo
TURKEY: Emre Belozoglu, Rustu Recber
UKRAINE: Andriy Shevchenko
URUGUAY: Enzo Francescoli
USA: Michelle Akers, Mia Hamm

Fenerbahçe'nin Uefa Kupası'ndaki Rakipleri - Newcastle United

Klubün resmi web sitesi: http://www.nufc.premiumtv.co.uk

Kaleciler: Shay Given, Steve Harper, Tim Krul
Defans oyuncuları: Stephen Carr, Craig Moore, Titus Bramble, Peter Ramage, Steven Taylor, Paul Huntington, Celestine Babayaro, Olivier Bernard
Orta Saha Oyuncuları: Nolberto Solano, Belözoğlu Emre, Kieron Dyer, Damien Duff, Charles N'zogbia, James Milner, Scott Parker, Nicky Butt, Matty Pattison, Alan O'Brien,
Forvet Oyuncuları: Albert Luque, Obafemi Martins, Michael Owen, Giuseppe Rossi, Antoine Sibierski, Shola Ameobi

Premier Ligde 7 puanla 13. sırada. Kendi sahada oynadığı maçlarda 1 galibiyet, 1 beraberlik, 1 mağlubiyeti var. Deplasmanda oynadığı maçlarda ise 1 galibiyet 0 beraberlik ve 3 mağlubiyeti var. Toplam 6 gol atmış, 10 gol yemiş: averajı -4.

Son maçını Manchester United'la Old Trafford stadında oynadı ve bu maçı 2-0 kaybetti. Bu maçta Manchester'ın topla oynama oranı %62 Newcastle'ın ise %38'di. Manchester United kaleyi bulan 11 ve kaleyi bulmayan 13 olmak üzere toplam 24 şut çekti. Newcastle'ın ise toplam şut adedi ve kaleyi bulan şut adedi sadece 3.

Newcastle'ın sahaya sürdüğü oyuncular şöyle: Steve Harper, Stephen Carr, Craig Moore, Steven Taylor, Peter Ramage, James Miner(Charles N'zogbia 46), Scott Parker, Emre (Matty Pattison 69), Nicky Butt (Obafemi Martins 63), Damien Duff, Shola Ameobi

2006/2007 performansları dikkate alındığında takımın en golcü oyuncuları: Ameobi (ligde 2, avrupa'da 2 olmak üzere toplam 4 gol), Martins (ligde 1, avrupa'da 2 olmak üzere toplam 3 gol)

Newcastle United PLC isimli şirketin 31 ocak 2006 itibariyle yayınladığı 6 aylık dönemsel sonuçlarına baktığımızda:

Financial Highlights

  • 2006 yılında oynadığı maçlardan elde ettiği gelir: 43 milyon pound
  • toplam işletme gideri: 40.3 milyon pound
  • transfer gelirleri ve amortizasyon öncesi toplam kar: 2.7 milyon pound
  • sponsorluk gelirlerinde %31 oranında artış: 4.8 milyondan 6.3 milyon pounda yükselmiş
  • markalı ürün satışından 5.1 milyon pound gelir
  • yiyecek içecek satışlarından 3.8 milyon pound

Operational Highlights

  • Real Madrid'den Michael Owen, Deportivo La Coruna'dan Albert Luque, Aston Villa'dan Nolberto Solano transfer edildi.
  • Graeme Souness'ın yerine Glenn Roeder teknik direktörlüğe getirildi.
  • FA Premier Ligi 10'uncu sırada tamamladı.
  • FA Cup'ta çeyrek final oynadı,
  • Adidas ve Northern Rock'la sponsorluk anlaşmaları imzalandı.
  • nufc.co.uk adresi ile ilgili oyun ve broadband sözleşmeleri sayesinde yeni gelir kaynağı yaratıldı.
  • New Castle United müzesi açıldı.

3 Eki 2006

Merkez Bankası Piyasaya Müdahale Etti

Solo Test


1900'lü yılların sonlarıydı. 1980'li yılların sonları bile olabilir. Oyuncaksızlıktan kırılan Türkiye'de solo test diye bir oyuncak popüler olmuştu. Yuvarlak bir kutu içerisinde piyonlar var. Kutunun üzerinde 33 tane delik. Piyon sayısı 32 tane. Ortadaki delik boş kalacak şekilde tüm piyonları sıralıyorsun. Başlama pozisyonu bu. İstediğin piyondan başlayabilirsin. Amaç mümkün olan en az sayıda piyonu oyun tahtası üzerinde bırakmak. Oyunun en keyifli tarafı kutunun arkasında bırakılan piyon sayısına göre yapılan sınıflandırmalar ile bunları görselleştiren resimlerdi.

Söz gelimi oyun sonunda 1 tane piyon kalmışsa (ki hiç kalmaması mümkün değil, napıcaksınız son kalan piyonu af buyurun g.tünüze mi sokacaksınız?) o zaman Bilgin oluyorsunuz. Bilginin yanında Einstein'ın resmi vardı. Dahi denilse bi nebze anlayacağım ama solo testi oynamakla bilim adamlığı arasında nasıl bir ilgi var, anlayabilen beri gelsin. Tüm bilim adamları üstün zekalıdır gibi bir sonuç çıkıyor. 2 piyon bırakan zeki, 3 kurnaz, 4 başarılı, 5 normal, 6 tecrübesiz, 7 aptal, 8 gerizekalı, 9 beyinsiz. Sanıyorum beyinsizin yanında kafasında huniyle sırıtan deli gömlekli bir tipleme vardı. Oyunun kendisinden çok bu zeka sınıflandırmasının ilgimi çektiğini anımsıyorum.

İllaki bilgin olmalıyım diye, çabalıyorum. Fakat olmuyor, mantıklı davranıp testte tutarlılık da aramıyorum. Bazen zeki çıkıyorum, bazen aptal, bazen normal, allaha şükür beyinsiz hiç çıkmadım. Bilgin olmayı da başardığımı anımsamıyorum. Sonunda hırs yaptım. Dedim ki bunu ben böyle çözemem en iyisi tersten gidip piyonları tahtaya dizmek. Neticede 1 piyonla başlayıp ilk pozisyona ulaşabilirsem ve aradaki step'leri kaydedersem, aynı yolu izleyerek bulmacanın çözümüne ulaşabilirim. Bunu düşündüm ve yapmaya başladım. Bir yandan da piyonların konumlarını yanımdaki kağıda işaretliyorum. Uzun süren hummalı çalışmaların sonunda bu işin böyle yapılabileceğini anlayabilecek kadar zeki (2 piyon) olduğuma, fakat bununla zaman harcayacak kadar da ahmak (10 piyon) olmadığıma karar verdim.

Neden? Çünkü eşşeğin zikinden dolayı. Piyonları diz, kağıda tahtayı çiz. Bir tane piyon koy, yeniden tahtanın resmini çiz. Allahın salağı (11 piyon) ben miyim, diye düşündüm. Enayinin biri (12 piyon) bir oyun tasarlamış, oturmuşum ben de keriz gibi (13 piyon) uğraşıyorum ha bilgin (1 piyon) oldum, ha angut (14 piyon) olucam diye. Bu amaçsız çabadan vazgeçtim. Normal (5 piyon) hayatıma geri döndüm. Rubik küpüne bir, solo teste iki diyorum.

2 Eki 2006

2 October Pazartesi

Bugün blog'umla ilgili yeni bir karar aldım. O da şu: Her gün en az bir tane post yapacağım. Bunu nasıl becerebileceğim konusunda bir fikrim yok. Yapıp yapmayacağım da belli değil. Şu anda sadece bir karar almış durumdayım ve bunu duyuruyorum. Ha bazı günler yeri gelir 10 tane post yaparım, bazen canım sıkılırsa filan 1 yıl hiç bir şey yazmam. Kafamı bozmayın işte.

Mesela bu bir post olacak "Publish Post" düğmesine tıkladığımda. Henüz tıklamadım ama canım ne zaman istersem tıklarım. İşte fikir hürriyeti, işte özgürlük, işte blog kardeşliği bu demek.

İstersem bold yazarım. İstersem kırmızı renkle yazarım. İstersem beyazrenkle yazarım. Ne oldu okuyamadınız di mi? Beyaz renkle yazdım çünkü. Kafama nasıl eserse. Bu nasıl iyi mi? Okuyabiliyor musunuz? Valla okuyun veya okumayın umrumda değil. Bu postu okunsun diye yazmadım. Okunsun diye yazacak olsaydım böyle büyük harflerle yazardım.